top of page
  • Yazarın fotoğrafıBaştan Uca

İKİ HAN'IN ARASI

Güncelleme tarihi: 23 Eyl 2018

Ankara, içerisinde pek çok müzenin yer aldığı kentlerden. Kendilerine özgü yerleşim bölgelerinde hayat süren müzelere gitmek, müzede sergilenenlerin tarihlerini yaşatmak yönünden büyük bir öneme sahip.



Bu hafta, içerisinde bambaşka iki dünyaya ev sahipliği yapan bir müzeye giriş yapıyoruz. Safranhan ve Çengelhan arasında kendini tüm ihtişamlığı ile konumlandırmış Rahmi Koç Müzesi...


Safranhan 1511 yılında yapılmış, restorasyonu ise 2016 senesinde tamamlanmıştır. Ankara'da sof ticaretinin bitmesinin ardından önemini kaybeden Safranhan Osmanlı Devleti'nin son dönemleri ve Cumhuriyet'in ilk yıllarında cezaevi olarak kullanılmıştır. Sonraki senelerdeyse genellikle depo olarak kullanılan han, 2012 senesinde Rahmi M. Koç Müzecilik ve Kültür Vakfı tarafından satın alınmıştır.
Çengel Han, Kanuni Sultan Süleyman döneminde, Mihrimah Sultan'ın eşi Damat Rüstem Paşa tarafından 1522- 1523 yıllarında yaptırılmıştır. Beş yüz yıla yakın bir süre önce inşa edilmesine rağmen günümüze kadar ayakta kalabilen Çengelhan, Ankara'nın Hanlar Bölgesi'nde özgünlüğünü bugüne kadar koruyabilen ender yapılardandır.

Müzeye Çengelhan'dan giriş yaptık. Müzenin nasıl gezileceğine dair bilgilendirildikten sonra bir dünyayı daha sonra gezmek üzere bırakıp diğerine geçtik. Müze gezimize Safranhan'dan başladık. Katlar arasında dolaşırken bize İstanbul'un resmedildiği pek çok tablo eşlik etti.



Merdivenlerden en alt kata indiğimizde sağ tarafta bizi muhteşem bir koleksiyon karşıladı. Sergilenmekte olan 'Gülen Buda' koleksiyonun, 2015 senesinin Mayıs ayında kaybettiğimiz sinema ve tiyatro sanatçısı Zeki Alasya'nın merak ve emekleri ile bir araya getirdiği özel bir koleksiyon olduğunu öğrendik. (Sanatçının kızı Zeynep Alasya ve eşi Jülide Alasya tarafından Rahmi Koç müzesine süreli olarak verilmiştir.)



Koleksiyonun etkisine kapılarak devam ettiğimiz koridorun sonunda şu an müze içerisinde yer alan bir sergi alanına ulaştık. Tarihi Dokumak: Bir Kentin Gizemi, Sof Sergisi, Ankara keçisinin tiftiğinden eğrilen iplikle dokunan tarihi, Ankara kumaşını odak noktasına almış bir sergi.



Serginin içerisinde 18. yüzyıl Ankara'sını yansıtan ve dönemin en önemli temsillerinden biri olarak görülen, Hollanda Rijksmuseum'da bulunan, 'Ankara Manzarası' isimli tablosunun orjinali de sergileniyor. Bu tablonun en önemli özelliğiyse Türkiye'de ilk defa Rahmi Koç müzesinde sergilenmesi.



Serginin ardından müzik aletleri, karayolu ulaşımı, makineler, tarım, havacılık, bilimsel aletler, sinema ve iletişim başlıkları altınaki nesneleri içerisinde barındıran Safranhan'a geçtik. Oda oda ayrılmış ve her odanın kendine özgü olan yapısı ile koleksiyonların sergilendiği bu yerde herkesin merakını ve ilgisini çekecek pek çok obje var. Eskinin ve yaşanmışlığın kendini hissettirdiği bu müze içerisinde her köşede bir parçaya rastladık.



Han'ın alt katında motosikletler ile başlayan yolculuğumuz makineler ile son buldu. Koleksiyon parçaları arasında çalıştırabileceğimiz parçaların olduğunu görmek tarih içerisinde kendimizi görebilmemize, eskiyi yaşamamıza neden oldu.



Safranhan'ın üst katına çıktığımızda kendimiz ile bağdaştırdığımız koleksiyon parçaları ile karşılaştık . Daktilolar ve fotoğraf makineleri... Burada geçirdiğimiz uzun sürenin ardından 'Rahmi Koç Müzesi Hatırası' fotoğrafı çekildiğimiz sırada tüm ilgimizi üzerine çeken sesler duyduk. Sesleri takip ettiğimizde kendimizi sinema koleksiyonun sergilendiği alanda kurulmuş olan sinema salonunda bulduk. Müzenin içerisinde koleksiyonlar ile bağdaşan alanların yapılması en güzel özelliklerindendi.



Bilimsel aletler ve havacılık koleksiyonunun sergilendiği yerleri gezerken zamanın nasıl geçtiğini anlamadan Safranhan gezimizi tamamladık. Safranhan'ın ardından geldiğimiz merdiven ve koridorları takip ederek Çengelhan'a ulaştık.



Çengelhan içerisinde Atatürk, raylı ulaşım, denizcilik, esnaf sokağı, günlük yaşam ve oyuncaklar başlıklı koleksiyonlara yer verilmiş. Her bir alan kendine has özellikleri ile insanı büyülüyor. Oyuncaklar ve yapılmış maketten evleri incelerken etrafa yerleştirilmiş 'Bunları Biliyor muydunuz?' yazıları oyuncakların insanların yaşamını ne kadar etkilediğini belli edecek cinsten.



Oyuncakların büyüsü içerisinde yürüdüğümüz koridorlar bizi Esnaf Sokağı'na bağladı. Esnaf Sokağı ile başlayan alan bizi Cumhuriyet Dönemi'nin mütevazı ve aydınlık yıllarına götürüyor. Esnaf Sokağı, Ankara içerisinde unutulmaya yüz tutmuş bakırcı, tiftikçi, marangoz, saraç gibi esnaf kollarının canlandırıldığı odalardan meydana geliyor.



Esnaf Sokağı'nın bitiminde Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'e ait kıyafetlerin, ofis malzemelerinin, çeşitli kişisel eşyaların ve fotoğrafların sergilendiği odaya ulaştık. Bu koleksiyon Kurtuluş Savaşı döneminde önemli rol oynayan ve ardından Atatürk'ün yakınları ve çalışma arkadaşları arasına katılan Albay Halil Nuri Yurdakul tarafından oluşturulmuş. Odanın içerisinde Atatürk'ün kendi sesinden Nutuk'u dinlediğimizde gördüğümüz bütün eşyaların ona ait olduğunu bilmek gezi bitimine doğru bizi duygulandıran anlardandı.



Çengelhan'ın üst katına çıktığımızda Koç ailesinin deniz ve gemilere olan düşkünlüğü sebebiyle bir araya getirdiği pek çok koleksiyonun sergilenmesinin yanı sıra yakın zamanda vefat eden Mustafa Koç'un kendi kişisel eşyalarına da yer verildiğini gördük. Üst katın da sona ermesi ile Rahmi Koç Müzesi'nin tamamını gezmiş olduk.


Tüm bunların yanı sıra Rahmi Koç müzesi eğitim atölyelerine ve self servisin yapıldığı bir kafeye de ev sahipliği yapıyor. Bizim gezerken çok etkilendiğimiz müze kısa sürede gezilip bitirilemeyecek bir müze olma özelliğini taşıyor. Yolunuz düştüğünde değil özellikle gitmeniz gereken müzelerden.


Rahmi Koç Müzesi, pek çok koleksiyona ev sahipliği yapan, büyük ve büyüleyici bir yapı. Her bir koleksiyon tarihe ve yaşanmışlıklara ne kadar önem verilmesi gerektiğini anlatır cinsten. Koleksiyonlar içerisinde bugün kullanmayacağımız veya eskide kalmış, 'Şimdi daha iyileri var,' diye adlandırdığımız pek çok parçaya gezerken hayranlıkla bakıyorsunuz. Yaşanmışlıklar bu hayranlığın en büyük destekçisi...


Bol okumalar, bol gezmeler!

Yaren & Zeynep

0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page